Bahar Alerjisi Nedir?

Alerji, çağımızın hızla artan hastalıklarındandır. Bazılarımız için bahar aylarında polenlerin ortaya çıkmasıyla alerji şikayetleri belirgin hale gelebiliyor. Peki polenlere karşı gelişen alerjiyle rahat bir bahar dönemi geçirmek mümkün mü?

Küresel ısınmayla beraber artık kış ayları daha ılıman seyrediyor ve  kar yağışları her yıl daha da azalıyor. Bahar mevsimini daha erken karşılar hale geldik.  İlkbaharla beraber doğanın uyanışı, bazılarımızı büyülerken, bazılarımız için de kabus döneminin başlangıcını ifade ediyor.
 
Alerji, solunum ya da temas yoluyla maruz kalınan, aslında zararlı olmayan maddelere karşı bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyon göstermesidir. Görevi insanları zararlı organizmalara karşı korumak olan bağışıklık sistemi bazı alerji yapan maddelere (alerjen) karşı Ig E adı verilen bir antikor üretir. Sonuç olarak aslında zararlı olmayan alerjen, vücudun savunma sistemi tarafından yabancı olarak algılanır ve alerji denilen aşırı reaksiyon gelişir. Alerjenle temas sonrası gelişen alerjik  reaksiyonlar sonucunda kişilerde göz, burun, solunum yolları ve cilt gibi organlarda şikayetler ortaya çıkıyor. Alerjik rahatsızlıklar her yaştan insanı etkileyebilir. Genetik yatkınlıkla alerjik reaksiyon görülme sıklığı artar. Anne babadan birinin alerjik olması durumunda çocukta alerji görülme riski %20-30 iken anne ve babanın her ikisinin alerjisi olması durumunda bu risk %60-70 ‘ yükselmektedir.

Polen alerjisi nedir?
Kış mevsiminin ardından baharın gelmesiyle doğa yeniden uyanır. Bu uyanış insanları canlandırır, açık havaya yönlendirir. Pencereleri sonuna kadar açıp  çimenlerde yuvarlanma, koşma hissi verir bu canlanma insana. Bazılarımız bu mevsim değişikliğini doyasıya yaşarken bazılarımız da öksürük, hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, nefes darlığı gibi şikayetlerin başlaması nedeniyle bu dönemin tadını çıkaramaz, hatta bahar zehir olur. Bu duruma neden olan polenlerdir
ancak korunma yöntemlerinin yerine getirilmesi ve uygun ilaçların kullanımı ile şikayetlerde belirgin azalma izlenir. 

Polenler solunum yoluyla vücudumuza girerler. Savunma sistemimiz ilk girişte bu polenleri kaydedip, bundan sonraki girişlerde  giderek artan reaksiyon oluşturmaya başlar. Bu reaksiyonlar sonucu çeşitli maddeler salgılanır, burun, solunum yolları, göz ve ciltte bir savaş başlar.

Çimen, çayır ve arpa, yulaf, çavdar, mısır gibi hububat polenleri oldukça alerjendir. Mart ayından başlayarak haziran dönemine kadar olan sürede reaksiyonlara yol açabiliyor. Yabani ot polenleri ve bazı ağaç polenleri ile gelişen alerjik reaksiyonlar ise sonbahara kadar uzayabilir.

Polen alerjisinden etkilenen organların başında burun ve göz gelmektedir.  Gözlerde sulanma, kaşınma, kızarıklık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı,hapşırma ve burun kaşıntısı en sık karşılaşılan semptomlardır. Eğer hastada akciğerler etkilenmiş ve alt solunum yollarına aitt şikayetler ortaya çıkmışsa, en sık görülecek semptomlar, nefes darlığı,öksürük, göğüste daralma hissi, hırıltı ve hışıltıdır.

Alerji nasıl tespiti edilir?
Deri testleri ya da kandan alerjene özgü antikorların bakılmasıyla sorumlu alerjen saptanabilir. Deri testlerinden yaklaşık 2 hafta önce antihistaminik dediğimiz alerji ilaçlarının kesilmesi gerekir. Bu testler alerji tanısı için değil, dokunan alerjenin
saptanması için kullanılırlar. Hastada alerjik duyarlaşma, testin duyarlılığının altındaysa hasta alerjik olmasına rağmen testler negatif kalabilir.

Baharda alerjiler çoğalıyor...
Polen alerjiniz  varsa hayatı kolaylaştırmak için bazı önlemler alınabilir.

Polenler sabaha karşı 04:00-05:00 saatlerinde uçuşmaya başlar ve akşam 21:00-22:00’ye kadar etkili olmaya devam ederler. Sabah saatlerinde havada daha yoğundurlar ve etkileri ilerleyen saatlerle azalır. Mümkünse sabah erken saatlerde dışarı çıkmayalım. Mutlaka çıkmamız gerekiyorsa maske takalım veya bir mendille ağzımızı, burnumuzu kapatalım. Açık havada olabildiğince kısa kalalım ve doğadan, piknik alanlarından uzak duralım.

Evimizi sabah saatleri yerine akşam saatlerinde havalandıralım. Kalkar kalkmaz evi havalandırmak için balkon kapılarını ve pencereleri açmayalım.

Alerjimiz yoğunsa ve dış ortama çıkmadığımız halde ilaçlarımızı da düzenli kullanmamıza rağmen şikayetlerimiz gerilemiyorsa kapalı ortamlardaki havayı polenlerden arındıracak filtreli havalandırma veya hava temizleme cihazı kullanın.

Ev ve araba klimaları bakımdan geçirilmeli, polen filtreleri mutlaka yılda bir defa temizletilmelidir.

Gözlük kullanıyorsak gözlüğümüzü düzenli olarak yıkayalım. Gözlüğe yapışan her polen rahatsızlanmamıza neden olacaktır.

Günlük kıyafetlerinizi yatak odanızda çıkartmayın.

Çamaşırları dış ortamda kurutmaktan kaçınmalıyız. Polenler çamaşırların üzerine yerleşebilir.

Dışardan eve girdiğimizde ellerimizi ve yüzümüzü mutlaka yıkayalım ve polenleri uzaklaştıralım.

Polen alerjisinde tedavinin ilk basamağı korunmadır. Korunma yöntemlerini uyguladığımız halde şikayetler devam ediyorsa antihistaminik dediğimiz antialerjik ilaçlar ile  burun veya göze lokal uygulanan damla ve spreyler ilaç tedavisinin ilk kısmını oluşturur. Burun ve göze lokal uygulanan sprey/damlaların bir kısmı kortizon içerir ancak vücudun diğer organlarında herhangi bir yan etki yapması söz konusu değil.

Polen döneminde ilaç tedavisi ile istenilen sonuç alınamayan ve alerjileri cilt testleri ile doğrulanmış hastalarda aşı tedavisi olarak da bilinen  immünoterapi uygulanabilir. Aşı koldan cilt altına enjeksiyon  veya dil altına sprey şeklinde de verilebilir. Her iki uygulamanın da alerji uzmanlığına  sahip hekimler tarafından yapılması gerekmektedir.