Varis nedir, nasıl oluşur ? Varisin Tarihçesi

Varis dünya üzerinde ihmal edilen hastalıkların en başında yer almaktadır. Toplumsal iş gücü kaybı ve yüksek tedavi giderlerine sebep olan bir hastalık olarak tanımlanabilir.

Toplumda yaş gruplarına göre %5 - % 55 sıklıkta görülen varisin, Türkiye’de etkilediği düşünülen kişi sayısı yaklaşık 10 milyondur. Dünyada yaklaşık her 4 kişiden birinde  varis olduğu kabul ediliyor.

1- Varis nedir?
Bacaklardaki yüzeysel toplardamar sisteminin değişik derecelerde deforme olarak genişlemesi, damarların yer yer keseleşmesi, balonlaşması ya da büküntülü bir şekil alarak normal fonksiyonlarını zamanla kaybetmesi varis hastalığı olarak tanımlanabilir.

2- Varis neden oluşur?
Varisin temel olarak sebebi, damar içi basınç artışıdır. Yüzeysel toplardamarlarımız içinde normalde bulunan minik kapakçıklar geçirilen hastalıklar, kendiliğinden, genetik bozukluk  veya yaşlanma ile fonksiyonlarını kaybederler. Bacaktan yukarı, kalbe doğru taşımaları gereken kan geri kaçar ve kanın oluşturduğu ağırlık ince yapıdaki toplardamar duvarlarında zorlanmaya ve sonuçta genişleme ve kıvrımlaşma ile varise sebep olur.
 Variste; gözle görülebilen genişlemiş damarlar, bacakta özellikle akşama doğru artan ağrı ve ağırlık hissi, ayak bileklerinde şişme ve ödem, ilerlemiş vakalarda bilek çevresinde kahverengi renk değişimleri görülebilir.
Zamanla ilerleyeceği için varis mutlaka kontrol altında tutulmalıdır .

3-Varisin tipleri Nelerdir?

Varisin üç tipi vardır:
a)  Örümcek ağı varisler (Telenjiektazi)
Bu damarlar ciltte yüzeysel yerleşim gösterirler. 1mm veya daha az çaptadır.  Elle hissedilmezler. Yıldız şekilli veya örümcek ağına benzer şekillidir. Müdahale edilmezse tüm bacağı sarabilir.

b) Orta boy varisler
Ciltten hafif kabarık, çapları 4mm den küçük olan mavi, yeşil renkte elle zor hissedilen varislerdir.

c) Büyük toplardamar varisleri
Büyük ve küçük safen venlerinin seyirleri boyunca büyük geniş kıvrımlar oluşturan, elle ve gözle kolayca fark edilebilen varislerdir. Deriden kabarık ve ayakta durdukça iyice kabararak belirginleşir. Yatıp bacaklar yukarı kaldırıldığında kaybolurlar.

4- Varis kimlerde daha sık görülür?


 5 - Hastaların Yakınmaları

6 -  Hastalığın Evreleri                    

Varis Nasıl Derecelendirilir?
Derece 0: Görülebilen toplardamar hastalığı yok.
Derece 1: 1-3 mm çapında ince varisler. Örümcek ağı görünümde varisler
Derece 2: Çapı 3 mm üzerinde olan büyük varisler.Kalın ve genişlemiş damarlar
Derece 3: Ayak bileğinde  ve bacakta şişlik
Derece 4: Ciltte kahverengi renk değişikliği ve ciltte çökmeler
Derece 5:
Cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara.
Derece 6: Açık yara olması

 7 - Tanı yöntemleri

 Varislerinden şikayeti olan hastalarda, öncelikle sebebi bulmaya yönelik araştırmalar yapılır. Hastaların detaylı muayeneleri yapılır ve kişiye özel durumlar belirlendikten sonra "Venöz doppler ultrasonografi" işlemi yapılır. Tüm veriler toplandıktan sonra tedavi seçenekleri hasta ile paylaşılır.

Hasta daha önce pıhtı geçirdiyse, hamilelikte kasıkta ve genital organlarda varis olduysa bunun kaynağını tam olarak görebilmek için ve diz arkası varis kaynaklarını daha net anlayabilmek için renkli film (venografi) çekilebilir.
Varislerin başarıyla tedavi edilmesi için ayrıntılı bir Doppler ultrasonografi veya renkli film ile (venografi) incelemesi ile sorunların ortaya konulması gereklidir.

8 - Varis Ameliyatları
 İlerlemiş ve bacağı tamamen varisli damarlarla kaplanmış hastalarda tedavi seçeneklerinden biri  cerrahidir.
Bu klasik cerrahi tedavi yönteminde kasıkta ve ayak bileğinde yapılan kesilerden yararlanarak varisleşmiş, fonksiyonunu kaybetmiş, artık varlığı diğer damarları tehdit eden damar konumunda olan hasta yüzeyel toplardamar boylu boyunca çıkartılır. Genellikle ilave olarak diz altı bölgede bulunan genişlemiş yan dallar (pakeler) 2-3 mm’lik ayrı ayrı kesilerle temizlenir. Bu işlem genellikle belden anestezi ile yapılır ve hasta hastanede 1 gece yatar.

Eski cerrahi ekollere kıyasla artık oldukça nazik şekilde yapılarak, hastalarımızda operasyon sonrası kozmetik endişeler önlenebilmektedir.


9 - Ameliyatsız Varis Tedavisi (Endovasküler Lazer Ablasyon)
Halk arasında lazerle varis tedavisi olarak bilinen bu yöntem, büyük oranda toplardamar yetmezliği olan hastalarda cerrahiye alternatif olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Son yıllarda yaygın olarak kullanılan endo venöz lazer varis tedavisi ile hastalar daha basit bir yöntem ve daha estetik bir görünüm ile sağlığına kavuşuyor.

Bu yeni yöntemler içerisinde en yaygın kullanım alanı bulan tedavilerden biridir. Fakat her hasta ve her yetmezlik saptanan damar laser ile tedavi olamaz. Öncelikle girişimi yapacak hekimin hastayı ultrason ile değerlendirmesi gerekir. Ultrason ile bakılan bazı kriterler vardır:

Damar çapının laser kateterinin girişine uygun olup olmaması veya çapının çok geniş olup laser ile kapatmaya yeterli gelip gelmeyeceği bakılacak ilk kriterlerden olmalıdır.

Kaçak olmasına bağlı olan damarların oldukça kıvrımlı seyretmesi, dallarının çok yukarıdan ayrılması lazerin uygun olmadığı durumlardan  bazılarıdır.

1-Hastamız lazer işlemi için steril bir şekilde örtülür ve hazırlanır.


2-Hastamız  tekrar ultrason ile değerlendiriliyor.


3-Diz altından damarın içine ultrason yardımı ile lazer kateteri yerleştirerek damar kasıktan itibaren lazer ısısı ile kurutuluyor.

Sorunlu damar klasik operasyonda olduğu gibi çıkartılmıyor, kasıkta dikiş yeri olmuyor. Operasyon genel anestezi gerektirmiyor, bölgesel anestezi veya lokal anestezi altında gerçekleştirilebiliyor.

 Genişlemiş yüzeyel toplardamar içinde yüksek ısı meydana getirerek varisli damarın tedavi edilmesidir.

Gerekiyorsa diz altındaki varis pakeleri minik kesilerle temizleniyor. Bu yöntemin başlıca avantajları, daha estetik olması, genel ve spinal anestezi uygulamadan yapılabilmesi, sinir hasarına bağlı uyuşukluk olmaması, önemli bir kesi olmadığı için kısa sürede işine dönebilmesi ve hastanede çok kısa kalması, hatta ayaktan yapılabilmesi  sayılabilir.

10- VARİSİN ESTETİK TEDAVİLERİ

Cilt varislerinde uzun süren iyileşme dönemi nedeniyle tercih edilmeyen cerrahi tedaviler yerini cilt üzerinden yapılan tedavilere bırakıyor. Ancak bu yöntemlerin etkinliği de teşhis sürecinde varisin hangi aşamada olduğu ile yakından ilişkilidir. Her şeyden önce varisin altta yatan kaynağı var mı? Cilt varislerini besleyen alttaki damarlardan kaynaklanan bir dal varsa öncelikle bunlara müdahale edilmelidir. Aksi taktirde cilt varisi o bölgeden  kaybolacak ama hemen yakınından başka bir alandan tekrarlayacaktır.

Cilt üzerinden yapılan tedavilerde radyofrekans dalgaları ve lazer ışınları kullanılarak yok edilebilir.  Ayrıca  varisli damarların içine kurumaları için bir ilacın direk verilmesi ile skleroterapi uygulanabilir (halk arasında iğne tedavisi olarak bilinir) Aynı ilaç havayla karıştırılarak daha geniş alana yayılması sağlanarak aynı amaçla kullanılabilir. (Köpük tedavisi)

A- Skleroterapi (İğne Tedavisi)


Örümcek ağı ve yeşil damar görünümlü  varisler için  skleroterapi, ciltten laser veya  radyofrekans tedavisi yapılabilir.
Ciltten laser veya radyofrekans  tedavisi genellikle kırmızı renkli ve 1 mm ve daha ince kılcal damarların tedavisi için kullanılır. Skleroterapi ise 1 mm’den kalın lezyonların tedavisi amacıyla kullanılır. İki tedavi yöntemi birbirlerinin alternatifleri olmayıp daha çok birbirlerini tamamlayıcı tedavilerdir. Her iki tedavi de seanslar halinde yapılır. Hastanın hastanede yatmasını gerektirmez.

Bu tedavi 80 yılı aşkındır yapılan bir tedavi yöntemidir.

Skleroterapide çok ince iğneler aracılığıyla damar içine sklerozan madde enjeksiyonu  yapılmasıdır. Bu madde damar iç yüzeyinde hasar yaratarak damar duvarlarının yapışmasını sağlar. Yapışan damar artık içinde kan geçmediği için görünmez hale gelir ve zaman içinde de vücut tarafından emilip yok edilir.

Skleroterapinin her seansı genellikle 10-15 dakika sürer. Her seansta yok edilen damar miktarı damarların çaplarına, kullanılan ilaç miktarına ve hastanın genel durumuna göre değişir. Tedaviden sonra hastaya hafif basınçlı bir çorap giydirilir ve hastanın 15-20 dakika yürümesi istenir. Bu çorap 3 gün boyunca açılmadan  banyo dışında giyilmelidir. Mümkünse iki hafta varis çorabını düzenli giyinmek tedavide başarıyı arttıracaktır.

Tedavinin hemen sonrasında enjeksiyon yerinde damarlarda kabarıklık görülür. Daha sonra bu bölgede morluklar ve nadiren de kabuklanmalar oluşur. Seanslar genellikle 1 hafta ara ile yapılır. Skleroterapi ile damar oluşumlarının % 60-80’i yok edilir. Kılcal damarlar 3-6 haftada, daha büyük damarlar ise 3-4 ayda yok olur. %10 hastada tedaviye yanıt alınamaz. Bu hastalarda işlem tekrarlanabilir.     

Çok sık merak edilen bir konu bu damarları yok etmenin vücut için sakıncalı olup olmadığıdır. Bu damarlar normal insanlarda bulunmaması gereken ve bir fonksiyonu olmayan damarlar olduğundan bunların yok edilmesi zararlı değildir.
Özellikle kozmetik şikayetlerin ön planda bulunduğu hastalarda ciltten laser veya radyofrekans uygulanması ile birlikte sonuçlar daha tatminkar olmaktadır.

B- RADYOFREKANS TEDAVİSİ


Bu yöntemler çapı 1 milimetrenin altında olan mavi ve kırmızı renkli kılcal damarlarda fayda sağlıyor.
Radyofrekans yönteminde ise varisli damara 1 milimetreden ince bir iğne yardımı ile radyo dalgası veriliyor ve yine bir nevi yakma işlemi uygulanıyor. Problemin yaygınlığına göre değişmekle birlikte bu tedavi için genellikle 3-4 seans yeterli geliyor. Seanslar ortalama 30-45 dakika civarında sürüyor ve kişilerin cilt yapılarına göre farklılıklar göstermekle beraber ortalama olarak yüzde 60-80 civarında bir başarı sağlanıyor. Lazer uygulanan hastaların bu sahalarda ciltte renk değişiklikleri ile karşılaşmamaları için 6-8 hafta güneşe çıkmamaları gerekiyor. Radyofrekans yönteminde ise böyle bir kısıtlamaya  gerek görülmüyor.


C-Ciltten lazer tedavisi:
Cilt dışından lazer tedavisi uzun yıllardır, cildin hemen altında yer alan, çapı 1 mm altında olan küçük kılcal varislerin tedavisinde uygulanmaktadır.

Lazerle varis tedavisindeki ışığın hedefi, damarlardaki kan hücrelerinde, eritrositlerin içindeki hemoglobin ve oksihemoglobindir. Lazer ışını, bu kromofor maddeler tarafından absorbe edilir. Güçlü bir lazer ışını sorunlu bölgeye yönlendirilir. Işın toplardamarın içindeki kanın ısınmasına ve katılaşmasına neden olur. Küçük varis dallan bu şekilde tıkanır. Tedavinin ardından  belli bir süre zarfında damar görüntüsü kaybolur.

Lazer uygulamaları ile; 4 mm 'ye kadar mavi damarlar, telanjiyektaziler, ince ve yüzeyel olan kılcal damarlar, örümcek damarlar tedavi edilebilir. Seanslar aralığı ortalama 4 haftadır. Her bir seans damarsal lezyonun durumuna göre 15 - 45 dakika arasında sürer. Toplamda tedavi seansı hastadan hastaya ve varisin yaygınlığına göre değişir.

Varis şikayetiniz varsa ne aşamada olursa olsun ihmal etmemelisiniz. Çünkü varis hastalığı geç kalındığında  kozmetik bir  rahatsızlıktan öteye geçer ve çok ciddi yaralara  ve komplikasyonlara neden olur.

Varis Oluşumundan Nasıl Korunuruz?

Her hastalıkta olduğu gibi koruyucu hekimlik çok önemli bir rol oynar. Varis yaşam kalitesini etkileyen bir bir hastalıktır. Konusunda uzman olan kişilerce güvenilir ve etkin teknolojilerle her hastada kişiye özel tedavi kombinasyonlarıyla artık çözümü olan bir hastalıktır.

VARİS  TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ NOKTALAR.


Altın standart uygun basınçta alınmış varis çoraplarıdır. Çorap hem şikayetleri geriletmekte çok etkindir hem de hastalığın ilerlemesini engellemektedir. Fakat ne yazık ki; oluşmuş varisleri tedavi edememektedir. Çorabın yanı sıra her hastanın yaşam şartlarına ve iş koşullarına göre dikkat etmesi gereken durumlar vardır. Fazla ayakta durmaktan ya da sürekli oturmaktan kaçınmak, hafif yürüyüş ve egzersizler, kilo vermek, zaman zaman ayakları yukarı kaldırarak dinlenmek, dar kıyafetler ve yüksek topuklu ayakkabılardan kaçınmak ile hekim önerisi doğrultusunda kullanılan damar duvarlarını destekleyen ilaçlar varisten korunmak için önerilebilir.

Varis, hareketsiz yaşam tarzına sahip olan ve bu şekilde uzun müddet ayakta duran ya da oturan kişilerde sık görüldüğü için mümkün olduğu kadar bu durumdan kaçınmak gerekir.

Bacakların rahatlaması için ayaklar havaya kaldırılmalı ya da baldır kasları için bacakların oturarak da olsa hareket ettirilmeleri gerekir.

Ayakların ve bacakların dinlenirken biraz yukarıda olması hem rahatlık sağlar hem de koruyucudur. Bunun için yatağın ayak tarafı yükseltilebilir.

Düzenli egzersiz, spor yapmak birçok hastalığı önlemede etkili olduğu gibi, varis oluşumunun da engellenmesi için oldukça etkilidir. Her gün bir saat yürümek çok faydalıdır. Bu şekilde kilo almanın da önüne geçilebilir. Unutmamak gerekir ki şişmanlık da varise neden olur.

Yüzme, soğuk su ile bacaklara aşağıdan yukarıya doğru masaj faydalıdır. Fakat sıcak su varisin oluşumunu ve ilerlemesini kolaylaştırır. Bu yüzden sıcak sulardan kaçınmak gerekir. Ayrıca çok dar kıyafetler  zararlıdır. Kasların hareketini engelleyebilir. Sigara ve alkol almamak gerekir.ü az da olsa azaltmak gerekir.

Geceleri bacağınıza kramp mı giriyor? Sabahları yorgun mu kalkıyorsunuz? Bacaklarınız şişiyor, kaşınıyor ve ağrıyor mu? Öyleyse sizde Türkiye'de varisi olan 10 milyon kişiden biri olabilirsiniz.

Varislerinizden kurtulmak sizin elinizde...
Lütfen bu konuda eğitim almış olan kalp damar cerrahi uzmanlarına başvurunuz...